İsmail Beşikci İsveç Parlamentosu’nda konuştu


Beşikci: “Yirmi birinci yüzyılın Kürtlerin hakka hukuka ve bugünkü kazanımlarından daha fazlasına sahip olacakları aydınlık bir yüz yıl olacağını söyleyebilirim”

Çetin Çeko
İsveç-Kürt Parlamenterler Grubu’nun İsveç parlamentosunda organize ettiği toplantıya katılan sosyolog ve yazar İsmail Beşikci Kürt sorununun tarihsel boyutu ve çözümü üzerine görüşlerini açıkladı. Kürt sorunu ve Türkiye konusunda partilerinin siyasetlerini belirleyen ve parlamentoda grubu bulunan partilerden milletvekillerinin katıldığı toplantıyı ayrıca İsveç ve Kürt basınından yoğun bir ilgi olduğu gözlendi.

İsveç parlamentosunun Kürt sorunu karşısındaki duyarlılığının Kürt-Kürdistan sorununun uluslararası düzlemede tartışılması anlamında olumlu etkisinin olduğunu belirten Beşikci, Kürt sorununun sadece Türkiye, Irak, İran ve Suriye’nin bir sorunu olmadığını, Ortadoğu’nun bir problemi olduğunu söyledi.

Sorunun kaynağında Kürdistan’ın sahip olduğu yeraltı ve yerüstü kaynaklarının paylaşımı yatmaktadır diyen Beşikçi, Kürdistan’ı paylaşan dört yerel devletin dışında İngiltere, Fransa, Rusya ve Amerika sorunun aktörleridir dedi. Birinci ve İkinci Dünya Savaşları ardından Kürtlerin çabalarına rağmen hiçbir statü elde edemediklerini belirten Beşikci, bu statünün kısmi de olsa yavaş yavaş dış faktörler ve Kürtlerin çabalarıyla kırılmaya çalışıldığını ifade etti.

Uluslararası anti-Kürt nizam eleştirilmelidir

Sorun elli milyondan fazla bir ulusun statü sahibi, kendilerini yönetememe ve devlet olmama sorunudur diyen Beşikci, bu açıdan Kürt sorununun çözümü çok geciktiği için durmadan zorlaşan ve çarpıklaşan bir duruma dönüşmüştür tespitinde bulundu.

Dünyada Kürtlere karşı anti-Kürt, uluslararası bir nizamın olduğunu bu nizamın Kürdistan’ı paylaşan devletler ve uluslararası kurumlar tarafından oluşturulduğunun bilincine varılarak eleştirilmelidir diyen Beşikci, Kürtlerin ulusal ve demokratik hakları için mücadeleleri “terörle” eşdeğer olarak anılması anti-Kürt nizamın bir sonucudur dedi.

İsveç devletinin yirmi dört yıl aradan sonra 2012’de Kürtlere karşı Irak’ta soykırım uygulandığı kararının geç alınmış bir karar olduğunu eleştiren Beşikci, kararın Kürtlerin yoğun baskıları ve uzun mücadeleleri sonucu İsveç parlamentosunda kabul edildiğini söyledi.

Beşikci konuşmasında “kırk yedi üyeli Avrupa Konseyi’ne bağlı dört devlet, Andora, Liechtenstein, San Marino ve Monako’nun nüfuslarının kırk ile elli bin arası ve Birleşmiş Milletler Üyesi oldukları fakat elli milyonluk bir Kürt nüfusun uluslararası düzeyde hiç bir statüsü yok, ‘bu nasıl oluyor?’ sorusunu kendimize sormamız gerekmez mi” diye konuştu.

BM’nin 1514 sayılı kararı anti-Kürt bir karardır

Kürtlerin ulusal demokratik hakları için mücadelelerini bastırmada İslam ülkeleri ve örgütlerinin tavrını da eleştiren İsmail Beşikci, Suriye’de Kürtlerin özyönetim ve özgürlük mücadeleleri karşısında Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan’ın ortak anti-Kürt cephesi tavırlarını örnek gösterdi.

Beşikci, Birleşmiş Milletlerin 1960 yılında aldığı1514 sayılı “Sömürge Ülkelerin Bağımsızlığına Kavuşması”nı hedefleyen yedi maddelik kararının bile Kürtlerin aleyhine oluşturulduğunu söyleyerek bu kararı eleştirdi. Kararın ilk üç maddesinin sömürge ülkenin bağımsızlığını, sömürge ülke ile metropol ülke arasında deniz, okyanus varsa bağımsız olabilecekleri şeklinde formüle edildiğini açıklayan Beşikci, bu bağlamda 1960’larda bir çok Afrika ülkesinin bağımsızlığa kavuştuğunu söyledi. Beşikci, 1514 sayılı kararın dört, beş ve altıncı maddeleri devletlerin ülke bütünlüğü aleyhine kullanılamaz denilerek, bitişik topraklı ülkeler ayrı tutularak Kürtlerin bu karardan yararlanmaları uluslararası anti-Kürt nizam gereği engellenmiştir dedi.

Reform paketi yetersiz ve Kürtlerin taleplerini karşılamıyor

Bir gazetecinin Başbakan Erdoğan’ın açıkladığı demokratik reform paketini nasıl değerlendiriyorsunuz sorusuna Beşikci, Kürt sorununun ağırlığı karşısında bu paketin yetersiz ve Kürtlerin taleplerini karşılamadığını söyledi. Beşikci reform paketinin, hükümetin cezaevlerinde bulunan on binlerce Kürt siyasetçiyi serbest bırakmayarak sivil siyasetin yolunu açmadığı bu açıdan “silahlar susun siyaset konuşsun” söyleminin boşluğa düştüğü cevabını verdi.

Beşikci, anadilde eğitim konusunda ise dünyanın neresinde insanlar para ödeyerek anadilde eğitim yaptıkları görülmüştür, Türk çocukları anadilde eğitimi para ödeyerek mi alıyorlar sorularını sorduktan sonra, anadilde eğitim devletin okullarında ve ücretsiz olmalıdır dedi. Pakette yer alan andın kaldırılmasının ise olumlu bir adım olduğunu belirtti.

Bir kısım Kürtlerin devlet fikrine sıcak bakmadıkları sorusuna İsmail Beşikci, elli milyonluk bir ulusun haklarına kavuşması ve temsili devlet olmadan sağlanamaz, “devlet istemiyorum demek” derin bir çelişkidir, Kürtler bu çelişkiden kurtulmalı ve etraflarına bakıp olup bitenleri algılamaları gerekir cevabını verdi.

Bir diğer gazetecinin Kürtlerin bağımsız devlet olmaları düne nazaran bugün ne kadar yakındır sorusuna Beşikci, yirminci yüzyılın Kürtler için büyük bir kayıp yüz yıl olduğunu ama yirmi birinci yüzyılın Kürtlerin hakka hukuka ve bugünkü kazanımlarından daha fazlasına sahip olacakları aydınlık bir yüz yıl olacağını söyleyebilirim dedi.

Beşikci ayrıca dış faktörlerin Kürtleri lehine bir konjonktür oluşturduğunu belirterek; “bana 1988’de Irakla ilgili beş tane senaryo yaz deseydiniz, bu senaryoların hiçbirinde Kürdistan Yurtseverler Birliği Başkanı Celal Talabani’nin Irak’a Cumhurbaşkanı olacağı yer almazdı. Ama Kuveyt’in işgali ile bugün Federe haklara sahip bir Kürdistan ve Irak’ın Kürt bir Cumhurbaşkanı var” dedi.

Facebook; Çetin Çeko
Etiketler

#buttons=(Kabul etmek!) #days=(20)

Web sitemizde çerezler kullanılmaktadır.Daha fazla bilgi edin
Accept !
Yukarı Git