Müzakere sürecinde katledilen bir Kürt siyasetçi: Kasımlo
Pazartesi, Temmuz 14, 2014
İran Kürdistan Demokrat Partisi (İ-KDP) lideri Dr. Abdurrahman Kasımlo ile 1988 yılının Eylül ayında Kurdistan Press gazetesi adına Stokhlom'de uzun bir söyleşi yapmıştım. Söyleşi iki bölüm halinde yayınlanmıştı.
Söyleşinden 10 ay sonra, 13 Temmuz 1989'da Avusturya'nın başkenti Viyana'da Dr. Kasımlo ve İ-KDP Avrupa sorumlusu Abdullah Kadiri, İran ajanları tarafından planlanan bir suikasta kurban gittiler. Bu suikastın faillerinden biri dönemin pastarı, devrim muhafızı, İran eski Cumhurbaşkanı Ahmedi Nejad idi. Beş yıl önce Viyana Savcılığı, İtalya'da yakalanan bir Alman silah kaçakçısının suikasttan bir kaç gün önce silahları Ahmedi Nejad'a teslim ettiğini açıklaması, kapanmış olan davanın tekrardan açılmasına neden oldu.
Fakat soruşturma bir sonuca ulaşmadı, ulaştırılmadı. Katillerden, daha doğrusu İran’dan hala hesap sorulmuş değil. Avrupalı bir çok sivil toplum kuruluşu ve politik aktivist, Avrupa Birliği düzeyinde suikastın tekrardan soruşturulması, İran’ın suikasttaki rolünün açığa çıkarılması ve katillerin cezalandırılması için girişimde bulunacaklarını açıkladılar.
“Politikada siyah, beyaz yoktur” ilkesinden hareket eden Dr. Kasımlo, "İran rejimi ne otonomiye ne de demokrasiye yol vermektedir" tespitini yapmaktaydı. Buna karşın, “İran rejimi ile görüşmeleri savaşın bir gereği olarak kabul ediyoruz” diyerek kendi sonunu getiren görüşmeleri başlatmıştı. Suikasttan üç ay sonra İ-KDP Polit Büro üyesi ve yurtdışı sorumlusu Hasan Şerifi, Kasımlo'nun Polit Büro ve Merkez Komitesi'ne bilgi vermeye fırsat bulamadan Viyana görüşmesine giderek tuzağa düşürüldüklerini açıkladı.
İran devlet yöneticilerinin Doğu Kürdistan (İran) hareketi liderlerine karşı bu eylemi ne ilk ne de son idi. İran’ın Kürd liderlere karşı infazı tarih boyunca sürdü. 1930’da Simko Ağa, 1946’da Mahabad Kürd Cumhuriyeti Lideri Qadı Muhammed, 1989’da Dr. Abdurrahman Kasımlo ve Eylül 1992'de Berlin'de Dr. Mihemed Sadiq Şerefkendî ve üç arkadaşını İran ajanları katlettiler.
Dr. Kasımlo'nun katledilmesinden günümüze bölgedeki politik dengeler çok değişti. Önümüzdeki süreçte Doğu Kürdistan hareketinde, İran’daki gelişemelere paralel olarak önemli kıpırdanmaların olacağı yorumları yapılmakta.
Güney Kürdistan’da (Irak) Kürdlerin bağımsız devlet ilanının tartışıldığı günümüzde, İran KDP Lideri Dr. Kasımlo, geçmişte Irak-KDP gibi "İran'a demokrasi, Kürdistan'a otonomi" şiarıyla mücadele ediyordu. Dr. Kasımlo'nun bundan yirmi beş küsur yıl önce söyledikleri artık Doğu Kürdistan politik hareketinin, İran-KDP’nin programatik hedefi olarak gündemde durmuyor. İran-KDP, demokratik federal bir İran içinde “Kürdistan’a federasyon” istiyor.
Kasımlo'nun katledilmesini yalnızca Doğu Kürdistan hareketi ve İran için bir kayıp olarak değerlendirmek eksiklik olur. Kasımlo, aynı zamanda Kürdistan ve bölgede, önemli politik görevler ve roller üstlenebilecek, liderlik profiline sahip dünya sosyal demokrat hareketin ön fiğürlerinden biri idi.
Kasımlo, İran İslam Cumhuriyeti'nin mevcut siyasal yapısı içinde ne demokrasi, ne de otonomi gerçekleşebilir fikrine sahipti. Ama, İran rejimi ile muzakereyi savaşın bir gereği olarak kabul ediyordu. Daha doğrusu “bu bir gerekliliktir ve bu gereklilikten de yararlanmak istiyoruz” diyordu.
Kasımlo, İran Devrimi öncesi Humeyni ile görüşmüş, görüşmede Humeyni, "demokrasi" ve "otonomi" kavramlarının dışarıdan geldiğini, sorunun “İslam kardeşiliği” ile çözüleceğini ifade etmiştir. Kasımlo,”sivil halktan 45 bin, peşmerge güçlerinden de 4.500 kişi İslam Cumhuriyeti adına katledilerek, Humeyni’nin nasıl bir İslam kardeşiliği tasavvur ettiğini daha sonra gördük” demişti.
Kasımlo, “İran, bizlerle görüşme talebinde bulunursa görüşürüz. Ama, İran rejiminin felsefesi ne otonomiye ne de demokrasiye yol vermektedir.”
Yirmi beş yıl önceki Kasımlo’nun bu değerlendirmeleri, bugün Türkiye’de Öcalan’la inşa edilmeye çalışılan “müzakare” sürecine ilişkin benzer soruları akla getiriyor.
Evet, “müzakere” bir gerekliliktir. Ama Türk devletinin Kemalist-İslam karışımı ideolojisi, “İslam kardeşliği”, Kürdlerin ulusal ve demokratik haklarını tanımaya ne kadar el vermektedir sorusu cevap bekleyen en önemli sorudur.
Müzakere sürecinde katledilen Doğu Kürdistan hareketi lideri Abdurrahman Kasımlo’nun siyasi cesaretinden olumlu ve olumsuz bir çok dersin çıkarılacağını düşünüyorum.
@cetin_ceko
Etiketler